Satranç dünyasının gündemini bugünlerde
'FreeStyle Chess' adı verilen satranç türü oluşturuyor. Açılış hazırlığının sancılı süreçlerinden kurtulup, sıra dışı konumlarla oynamanın sanki yeni bir buluşmuş gibi sunulması ise oldukça enteresan. Oysa 11. Dünya Şampiyonu'nun
FischeRandom'ı keşfedip satranç kamuoyuyla paylaşmasının üzerinden neredeyse otuz yıl geçmedi mi? Geçtiğimiz senelerde,
Chess960'ın Dünya Şampiyonaları düzenlendi, hakkında makaleler (
"Should We All Play Chess960?", Dvoretsky 2009) ve kitaplar (
"Shall We Play FischeRandom Chess?", Gligoric, 2003) kaleme alındı, hatta bu türü tercih eden satrançseverlerin kullanımına bir satranç saati bile sunuldu (
DGT Chess960).
Kimilerince sıkıcı bulunan klasik tempodaki satrancın on yıl içinde tükeneceği öngörüleri ne kadar doğru çıkacak, onu zaman gösterecek. Ancak ilginç bir ikilem içinde, FischeRandom'ı heyecanlı kılmanın yolu olarak başvurulan zaman temposu da yine ağır tempo olmakta.
Satrançseverlerin sportif anlamdaki beklentileri ve motivasyonları zamanla köreldikten sonra, kendilerine güvenli bir liman aramaları ise doğal.
FischeRandom destekçilerindeki arayışın arkasında da bu yatıyor olmalı. Milyarder olan vizyoner bir sponsoru arkalarına alan satranç elitleri, Weissenhaus'daki mükemmel koşulların gölgesinde, tahtada karşılaşılan konumlardaki ahenksizliği pek de umursuyor gibi görünmediler.
Onlar için önemli olan tek şey, göze hoş gelsin ya da gelmesin; rakiplerine taktik kavrayıştaki üstünlüklerini gösterebilecekleri yepyeni konumlara bir an önce kavuşabilmekti.
Turnuvanın 'rapid' bölümünden iki kesit:
Ding Liren - Caruana
Weissenhaus 2024
3 b4 sonrasındaki konum
Caruana, Dünya Şampiyonu'nun formsuz olduğunu bu noktada
anladığını söyledi: Siyahın açık-renkli fili g2- karesine göz dikmişken, Ding Liren'in saniyeler içinde tahtanın diğer tarafında konuyla alakasız bir hamle yapması
3...Fxg2 ihtimalini gündeme getiriyor. Mücadelede stratejiden ziyade taktiklerin öne çıktığı aşikar. Steinitz'in
'küçük üstünlüklerin biriktirilmesi' tezinin burada esamesi okunmuyor.
Ding Liren - Carlsen
Weissenhaus 2024
13...cxd6 sonrasındaki konum
Satrancın zirvesindeki isimlerin FischeRandom'ın heyecan verici olduğunu belirttikleri sıra dışı konumlardan biri. Analiz motorlarına göre Beyazın öncelik vermesi gereken konu a1- kalesinin oyuna dahil edilmesi ve bu nedenle Stockfish 14 a4! hamlesini öneriyor. Az önce formsuzluğunu dile getirdiğimiz Çinli şampiyon ise bu olanağın farkına varamayıp, g- dikeyinde pek de gerçekçi olmayan bir hücumun peşindeki, zorunlu hamle dizisine gidiyor:
14 Ff2?! Vf8
Carlsen avantajı f5- karesindeki baskın atı ortadan kaldırmakta arar.
15 Vg4 (D)
15...Fxf5 16 Vxf5 Vxf5 17 exf5 (D)
Siyah şimdi ne oynamalı? Fikrimce,
FischeRandom'ın en zorlu kısmı olan...
17...0-0!
Elbette! Rok yapmanın zorluğu, doğal olmayışında yatıyor. Ustalar dahi, konum alışılagelmişin dışına çıktığı anda bu olanağı gözden kaçırabiliyorlar. Şimdi Beyazı izole d4- piyonunun sıkıntılarının yanı sıra, f5- erinin zayıflığı sorunu bekliyor.
18 Fe4 d5 19 Fc2 Ah3 20 Kf1 Axf2 21 Kxf2 Fxd4
ve oyunun devamında Carlsen rahatça sonuca gitti (
0-1).
Yazının girişinde vurgulamaya çalıştığım ahenksizlik işte buydu. Hakkında onlarca kitap yazılmış
'kalıpların tanınması' meselesi, anlaşılan
FischeRandom'da yerini taktik fırsatların değerlendirilmesine bırakıyor.
Satranç tarihi hakkındaki yazılarıyla tanınan Olimpiu Urcan, bu durumu Twitter'daki şu postuyla değerlendirir:
"Chess960'ın bu aşırı çirkin başlangıç pozisyonlarını gördükçe, normal satrançtaki orijinal başlangıç konumunu icat edenin lanet olası bir dahi olduğunu düşünüyorum."
---
Şimdi ise 'milattan önce'ye, klasik satrancın sıra dışı konumlarla değil, hayranlık uyandıran pozisyonlarla zengin gösterildiği dönemlere dönelim. Satranç etütlerinde bambaşka bir konu öncelikli. Tahta üzerinde yer verilmiş en az materyalle, tahayyül etmekte dahi zorlanacağımız büyüleyici fikirlerin yaratılabilmesinin temelinde, FischeRandom'dakinin tam tersine, harmoni yatıyor. Rekabetçi yönün her şeyin önünde tutulduğu günümüzde, bahsedilen olağanüstü özelliğin pratiğe nadiren dökülebilmesi, onun ne yazık ki 'satrancın pek de mühim olmayan sanatsal yönü' olduğu kanaatine sebep oluyor.
---
Katılmadığım anlayışın izlerini sürebilmek için, Reuben Fine'ın seksen yıl önce bir başka etüt kitabı olan "Chessboard Magic" için kaleme aldığı önsöze gidelim:
"Ne zaman Irving Chernev'le karşılaşsam, ilk yaptığı, küçük not defterini çıkarıp satrançsever arkadaşına birbiri ardına ilgi çekici konumlar sormak olur. "Bunu gördün mü? Peki, ya bunu?" der kendisine. Çözüp çözemeyeceğinizi görmek, ya da sizinle dalga geçmek için bu soruları sormaz, o aslında arkadaşına iyilik yapmaktadır. Bitip tükenmeyen yeni fikir ve etütleri karşısında âdeta işkence ettiği zavallı dostu doğru çözümü çoğu zaman bulamaz, ama Chernev için bunun pek bir ehemmiyeti yoktur. Ona göre sorunun içerdiği güzellik ve incelik, kurgu konumu çözme yeteneğinizden çok daha önemlidir...
Kurgucunun sanatını küçümseyenler var; onlar bu dalın kişinin oyununu geliştirmediğini söylerler. Bu görüşün karşısında duran etütsever ise davasını, daha ziyade yetersiz bir şekilde, etütlerin hayal gücünü keskinleştirdiğini ve kombinezon iştahını kabarttığını öne sürerek savunmaya gayret eder. Aslında bunu yaparken, ilk önce kendisini ikna etmeye çalışmaktadır. Oysa etütler, birçok açıdan en az normal oyun kadar zor ve karmaşık bir daldır. Onun ilgi duyulması için hiçbir gerekçeye ihtiyacı da yoktur..."
---
Etütler dünyasının önde gelen isimlerinden
Arthur John Roycroft'un bu dalı satrançseverlerle kapsamlı şekilde tanıştırmayı amaçladığı kitabı
"Test Tube Chess", tam da satrançta rekabetin zirve yaptığı, 1972 yılında yayımlanır.
1960 yılında dönemin Dünya Şampiyonu Tal'i unutulmaz bir oyunda mağlup eden
J. Penrose kitabın önsözünü kaleme alırken, etütlerin satrancın o 'zalim' sportif yönünden kaçınmak isteyenlerin başvurduğu alan olduğunu dile getirir. Evet, kurguculukta da yarışma ve ödüller mevcuttur, ancak aşağıdaki satırlarda da belirtildiği üzere, kurgucunun heyecanını ayakta tutan esas unsur
yaratıcılıktır:
"Ölü bir dilden daha fazlası olarak varlığı tamamen ona bağlı olan kompozitör ve sanatı hakkında daha yazılacak çok şey var. Kurgucu olmayan herkes kurgucu olmak ister. Kompozitörün kendisi sadece daha iyi bir kompozitör olmayı hayal eder, başka bir şey olmayı değil. Onun kişisel amacı kendini ifade etmektir. Sanatı söz konusu olduğunda ise amacı, en baştan kabul ettiği kural ve geleneklere uygun olarak kendini özgün bir şekilde ifade etmektir..." (Roycroft)
Roycroft kitabını oyunsonu etütlerinde 'herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği' teziyle 'kurgular':
-
'Meraklılar' başlığı altında, 'Ara Sıra Çözenler', 'Düzenli Çözenler', 'Etütseverler' grupları yer alırken, son kısımda etütlerin satranç kamuoyuna sunulması incelenir.
-
'Pratik Çözücüler' başlığı altındaki 'Çoğunlukla Oyuncu' ve 'İleri Düzey Oyuncu' bölümlerini, 'Hata Avcısı' ve 'Analist, ya da Gerçeğin Peşindeki' bölümleri izler.
-
'Ciddi Çözücüler' adıyla sunulan son bölüm ise 'Uzman ve Eleştirmen' kısmıyla başlıyor.
Emanuel Lasker'in
"Satranç Kılavuzu" kitabında ortaya koyduğu başarı tezi ışığında
'ekonomiklik ilkesi'nin etütlerdeki yeri vurgulanıyor:
1- Kompozitörü amacına ulaştırabilecek minimum güç.
2- Mat ya da pat durumları gibi, erişilen son konum kurgucunun fikriyse, burada da ekonomiklik ilkesi geçerli olmalıdır.
3- Minimum vakit. Burada sonuca daha yavaş yollardan erişilememesi gerektiği vurgulanır. Ekonomiklik ilkesinin buradaki uygulamasının bazı ilginç yan etkileri bulunur.
4- Tahtada sunulmuş olan materyalin maksimum derecede kullanımı.
Etütler hakkında kaleme alınmış bu müthiş kitabı tanıtmaya, FischeRandom'ı kısmi olarak eleştirerek başlamamı yadırgamış olabilirsiniz. Evet, doğru; Chess960'ın içerdikleri, benim satrançtan keyif almama sebep olan o
ahenk ile örtüşmüyor. Ancak, eleştirilerim aslında bu türe karşı değil. Satrancın olağanüstü birçok yönünün âdeta unutulup, vurgunun yalnızca ve yalnızca popülaritenin, izlenirliğin ve sportif yönüne yapılmasına. Düşüncemi bir anekdotla somutlaştırmak istiyorum:
"Tartakower'a bir keresinde Dünya Şampiyonları Lasker, Capablanca ve Alekhine arasında en iyi oyuncunun kim olduğu sorulmuştu. Cevabı şu olmuş: Eğer satranç bir bilimse, Capablanca en iyisiydi; eğer bir sanatsa, Alekhine, ama eğer bir oyunsa, o zaman Lasker!"
Bambaşka özellikleriyle Lasker, Capablanca ve Alekhine'in üçü de bizler için değerli kahramanlar değiller mi?
64 kare ve 32 taş ile görece sınırlı bir düzlemde oynanan satranca yüzyıllar boyunca hayranlık duymamızın en temel sebebi işte bu çok yönlülük ve kimi zaman da karşılaşılan ikilemler. Satrançsever bir tarafa yabancılaştığında, başka bir alanda kendini yuvada hisseder. Satranç elitleri için, açılış hazırlıklarının gölgesindeki klasik satranç heves kırıcı, bu durumdan sıyrılabilmek için hızlı tempo veya tuhaf konumlarda oynamak ise çıkış yolu olabilir. Fakat bu durum amatör satrançseverin, birbirinden çirkin konumları takip etmek istemeyip, klasik satrançta ısrarcı olmasını da en az o kadar haklı kılar. Sanatsal yönü önceleyen kompozitör için, adrenalinin yalnızca yıldırım turnuvalarında, ya da Chess960'da aranmasının anlaşılır bir tarafı olmayacaktır. Profesyonel satranç ustasının ise, etütler sanatına ayırabileceği vakti öncelikler nedeniyle çok sınırlı kalacaktır...
Şimdi kitaptan keyfimizi yerine getirecek birkaç etüt!
H. Mattison
Atputa, 1930
Beyaz oynar ve kazanır.
Piyonların yokluğunda ve fillerden birini kaybetme arifesindeki Beyaz için Kxd3 hamlesinden daha iyi bir seçenek yok gibi görünüyor. Fakat kendisi sıra dışı bir olanağa sahip:
1 Kd5!! Kxd5
Piyon d2- karesine ilerletildiği takdirde Beyaz onu fil ile alabilir, çünkü ...Kxe6 yanıtı kural dışı.
2 Fe3!!
Fakat 2 Fd2 değil, çünkü bu durumda 2...Kf5!! yanıtı gelir ve kalenin alınması durumunda pat olur.
2...Kg5
Artık pat söz konusu olmadığından f5- karesindeki alış güvenliydi (2...Kf5 3 Fxf5+-). Siyah hamlesiyle Ff7# tehdidini engelliyor.
3 Ff7+ Şh6
3...Kg6 4 Şh2 ve sonraki hamlede kaleyi alarak.
4 Fe8!
4 Şh4? değil, çünkü bu durumda 4...Şg7! yanıtı gelirdi.
4...d2 5 Fxd2 ve kazanır.
E. Pogosjants
Shakhmaty v SSSR, iii, 1968
Beyaz oynar ve kazanır.
1 Ka7
1 exf6? Fc8 Siyah kazanır.
1...Ad7! 2 Kxd7!
2 Kxa6+ Şb4 sonrasında berabere olurdu.
2...Fc8 3 e6! fxe6 4 Kc7
Kale şimdi fili domine edecek.
4...Fa6 5 Ka7 +-
E. Pogosjants
Shakhmatnaya Moskva, 1962
Beyaz oynar ve kazanır.
1 g7 Ff7!
1...b2 2 g8V b1V 3 Vg7# olurdu.
2 Şxf7 b2 3 g8A+!
3 g8V? b1V sonrasında sonuç beraberedir.
3...Şh7 4 Fg7!
4 Fxb2 pat olurdu.
4...b1V 5 Af6#
- Test Tube Chess, Arthur John Roycroft (Faber & Faber, 1972)