Bir kitabın ön sözünün, yazarın dışındaki bir isim tarafından yazılması, ilgili eserin saygınlığını arttırmaya yönelik bir çabadır. Otoritenin ancak birkaç sayfayı doldurabilecek satırları kaleme almasıyla, okurların çalışmaya olan ilgi ve merakının yükseltilmesi amaçlanırken, bu tutumla kitapta sunulanların değerli ismin onay ve süzgecinden geçtiğinin mesajı da verilmek istenir.
Başardıklarıyla tarihte iz bırakmış ustaların biyografileri ile iç içe geçmiş oyun koleksiyonları, kendimi bildim bileli bana en çok keyif veren kitaplar oldu. Günümüzde 'satranç biyografisi' ifadesiyle tarif edilen bu tür çalışmalarda, öğretici oyunlarla şampiyonların satranca olan katkıları anlatılırken, kendilerinin ilgi çekici öyküleri de yaşadıkları döneme ilişkin ipuçları vererek okurla buluşturulur.

Quality Chess yayınevi, iki yıl kadar önce
Vladimir Barsky ile
Alexander Bykovsky tarafından derlenmiş, ilginç bir kitap yayımladı:
"Korchnoi ve Satrançtaki Torunları". Korkunç Viktor'un uzun soluklu kariyerinin sonlarından seçilmiş 25 öğretici oyunun incelendiği eseri benzerlerinden ayıran, partilerin arasında birbirinden değerli birçok ismin Korchnoi hakkında dile getirdikleriydi. Bu metinleri ilgiyle incelerken aklıma bir anda o soru takıldı: Ustaların satranç biyografilerini kaleme alacak en uygun kişiler kimler olabilirdi? İtiraf etmeliyim, zihnimde ilk canlanan Botvinnik hakkında öğrencisi Kasparov tarafından yazılacak bir kitaptı. Ancak 13. Dünya Şampiyonu'nun planları farklı olmuştu: Kasparov, kariyerini noktalamasının hemen ardından iki farklı mecrada satrançseverlerin karşısına çıktı. İlki, geçmişte daha çok sekundantlarına verdiği New in Chess'te yazma göreviydi. Esas sansasyon yaratan ise,
'Büyük Seleflerim' ismiyle başlayan, daha sonra
'Modern Satranç' ve
'Kasparov Üzerine' kitaplarıyla sürdürülen, 12 ciltlik dev bir külliyat oldu. Kasparov temelde, satrancın günümüzdeki oynanış biçimini anlayabilmek için, hevesli satrançseverin tarihsel süreci mercek altına alması gerektiğinden söz etmekteydi...

Büyükusta Jan Timman denince ise akla hiç şüphesiz Hollanda ve Max Euwe gelir. Timman'ın babasının Euwe ile olan yakınlığı ile başlayan tanışıklıkları, yıllar içinde farklı bir boyut kazanır: Euwe, Dünya Şampiyonu olmasının 35 yıl ardından, 1970'de FIDE Başkanı koltuğuna otururken, Timman da 'Batı'nın En İyisi' ünvanını yavaş yavaş Larsen'den devralmaya hazırlanmaktadır. İki değerli figür tamamen zıt karakterlere sahip olmalarına karşın, bu durum aralarında herhangi bir soğukluk yaşanmasına sebep olmaz. Euwe uluslararası gücü ve bağlantıları sayesinde, dönemin etkisi ve gençliğiyle isyankar bir ruha sahip Timman'a sahip çıkar ve kendisinin antrenman amacıyla Sovyetler Birliği'nde bulunmasına ön ayak olur.

Jan Timman, 5. Dünya Şampiyonu'na olan gönül borcunu, ölümünün 43 yıl sonrasında, kendisine ait bir oyun koleksiyonunu kaleme alarak ödemek istiyor. Bu motivasyonunu tetikleyen 22 Nisan 2022 tarihinde gördüğü rüyasının sonunu, ön sözde okurlarla buluşturuyor:
"Rüyamda, Euwe ve ben konuşuyorduk. Önümde elle yazılmış bir kağıt yığını duruyordu ve ben şöyle dedim: 'Bunlar yazmakta olduğum oyun koleksiyonunuzun ilk sayfaları; belki duymuşsunuzdur.' Bu sözlerle rüya sona erdi..."
"Max Euwe'nin En İyi Oyunları" kitabını esas olarak Euwe - Timman ilişkisini daha yakından anlayabilmek için edindim, ancak karşıma gerçekten de öğretici bir oyun koleksiyonu çıktığına çok sevindim. 'Her daim iyimser' Timman'ın sunulan 80 oyunun hikâyelerini, sözlü analizler öncesinde, paylaşması, Euwe'nin kariyerinin nasıl bir yol izlediğini de okura anlatıyor. Öğretici oyunlar arasında benim favorim mi? Hayır,
'Zandvoort'un İncisi' değil;
Bolbochan-Euwe, Mar der Plata 1947:
"Kör Aktarım"
"Bayrak koşularında her atlet yarışın bir ayağını koşar ve elindeki stafet denen bayrağı, işaretli sopa değiştirme bölgesinde takımın bir sonraki üyesine verir. Sopanın değişimi bayrak koşularının en kritik anlarıdır. 4x100 metre koşularında sopa değiştirmeye "kör aktarım" denir. Bunun nedeni alıcının sopayı getiren arkadaşı ile görsel temas kurmamasıdır..."
Farklı nesillere ait oyuncular olduklarından, Euwe ile Timman'ın temasları da kör aktarımı andırıyor. Kendisini ileriye taşıyacak kişinin desteğini hissederken, ona ancak mesafeli bir yakınlık kurarak.
- Max Euwe's Best Games, Jan Timman (New in Chess, 2024)