Tarihi Şekillendiren Dergiler


"Bu kitap büyük satranç gazetecileri Al Horowitz, Isaac Kashdan, Fred Reinfeld, Irving Chernev ve Hans Kmoch'a ithaf edilmiştir."
The Best of Chess Life and Review Vol. 1

"Hikâye, büyük değişimlerin ve kaderin yaşandığı 1933 yılına dayanıyor. Küresel buhran ortamında Franklin Roosevelt ilk dönemine başlarken, SSCB ikinci Beş Yıllık Planı'nı açıklıyor ve Hitler ile Naziler Almanya'da yönetime geliyordu.

1933'te, satranç tarihinde de gerçek bir dönüm noktası gerçekleşti - Bu dönüm noktası, 'Kralların Oyunu'na modern çağda hak ettiği bağlamı nihayet kazandırdı. İlk adı The Chess Review olan ve bugün, elli beş yıl sonra, Chess Life olarak bilinen tarihi oyun üzerine yepyeni bir dergi yayım hayatına başladı.

 

Elinizdeki kitap(lar), sözü geçen süreli yayın, derginin hazırlanmasına yardımcı olan kimseler ve kendilerinin son elli yılda bu ülkede ve dünyada satrancın 'tahtadaki evrimi'ne yaptıkları katkılar hakkındadır.

Naziler en iyi kitapları yaktıklarında, mülteciler Avrupa'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçmaya başlamışlardı. New York'taki bazı işsiz satranç oyuncuları, Amerika'da sayıları giderek artan satranç meraklıları için yeni bir dergi çıkarmanın vakti olduğuna karar verdiler. Projenin öncüleri Isaac Kashdan, Israel 'Al' Horowitz ve Fred Reinfeld'di. Bir satranç dergisinde kusursuz ve kapsamlı içerikten daha fazlası olması gerektiğine inanıyorlardı. Dergi aynı zamanda okunabilir de olmalıydı. Üç isim, Chess Review ile kaliteli satrancı daha önce hiçbir süreli yayının yapmadığı kadar erişilebilir hale getirdiler...”

---

Chess Review dergisiyle tanışıklığım yalnızca birkaç yıl önce gerçekleşti - İnternette ancak kapak görsellerini gördüğüm süreli yayının bir-iki sayısına Nadir Kitap'tan ulaştıktan sonra, 12 yıllık ciltlenmiş koleksiyona pandemi döneminin hemen sonrasında eriştim.


Chess Life, Inside Chess ve New in Chess gibi yakın döneme ait dergilerin yüksek kalitedeki içeriklerinden farklı bir süreli yayın ile karşılaşıyordum: Doğru, kimi zaman son turnuvalarda başarılı olmuş bir ustanın portresi Chess Review'ın kapağında yer alıyordu.


Ama çoğu zaman kapaklarda, yalnızca satrancın nispeten küçük kitlesine hitap edecek portreler değil, satranca meraklı, fakat o dünyanın henüz dışında yer almakta olan okurun da ilginç bulabileceği görseller sunuluyordu:


Elbette ki bir süreli yayını yalnızca kapaklarıyla değerlendirmek doğru olmaz. İçeriğe geldiğinizde okurları bekleyen karmaşık, teknik analizlerden ziyade sözlü anlatımlardı. "Matı İlan Et!", "Satranç Havyarı" ve "Morphy'nin Başyapıtları" gibi her sayıda yer verilmiş olan köşelerin başlıkları derginin çizgisini aşağı yukarı belli ediyordu. Satrancın içinde çokça vakit geçirmiş kişiler olarak, onu konumlandırdığımız yer belki çok farklı. Fakat genel kitlenin satrancın içine çekilmesi amaçlanıyorsa, doğru yöntem onu ortalama satrançsever için anlaşılır kılmak olmalıydı. Chess Review da bu hedefine ulaşırken doğru yöntemi belirlemiş diye düşünüyorum. Üstelik bu yaklaşımı ortaya koyanlar, ülke satrancının en önde gelen ustalarıydı!


"Bu kitap Frank Brady ile Burt Hochberg'e ithaf edilmiştir."
The Best of Chess Life and Review Vol. 2

1933-1960 yılları arasında 'dergicilik' konusunda herhangi bir rakibi olmayan Chess Review, 20 Ocak 1961 tarihinde Amerika Satranç Federasyonu'nun bir dergi formunda ilk sayısını çıkardığı Chess Life ile karşılaşır. Oysa, Chess Life 5 Eylül 1946 tarihinde yayımlandığı ilk sayısından bu yana bir gazete şeklinde okurlarıyla buluşmaktaydı.


Sonraki yıllarda ismini sıkça duyacağımız Frank Brady'nin editörü olduğu bu yeni süreli yayın, resmî bir kurumun organı olmasına karşın, beraberindeki dinamik ekip ve içerik ile farklı çizgiyi benimsemiş okurların buluşma noktası olmayı başarır. Evet, inanması güç; ama Chess Life, Chess Review'ın muhafazakârlığı karşısında radikal fikirleri ortaya koyabiliyordu.

Bruce Pandolfini'ye göre, sözü geçen dergiler arasındaki fikirsel kopuşun doruk noktası 6-6 eşitlikle sona eren, ancak organizatörlerin zamanlama konusundaki anlaşmazlık nedeniyle Fischer'ı hükmen yenik saymaya çalıştığı 1961 Fischer-Reshevsky Maçı'nda yaşandı:

 
"Chess Life 'yeni yetme' Fischer'i destekliyor gibi görünürken, Chess Review tonunu 'yılların oyuncusu' Reshevsky'ye kaydırıyordu."

Tüm bu fikir ayrılıkları ve anlaşmazlıklara karşın, sonunda olması gereken oldu. Kasım 1969'da iki süreli yayın birleşerek Chess Life & Review isimli dergide, tek bir çatı altında buluştular.


Ekonomik meselelerin ilgili karar üzerinde büyük bir etkisi olmasının yanı sıra, yıllar yılı bir aylık dergi yayımlamış Al Horowitz'in artık yorulmuş olması da önemliydi.


Amerika'da bulunduğunuzda, satrançseverlerin oyuna olan yaklaşımlarında büyük farklılıklar gözlemlersiniz. Şüphesiz, bu durumun tek bir sebebi olamaz, ancak başvuru kaynaklarının çizgisi, satrancın nasıl ele alındığını belirler niteliktedir. Sovyetler Birliği'nde yayımlanan eser ve süreli yayınlarda, tekniğe öncelik verilirken, Batı'da buna rastlanmamasının somut bir nedeni olmalı. Özellikle de Chess Review döneminde anlatılar tahta üzerindekilerle sınırlı kalmaz; hikâye ve anekdotlara teknik meseleler kadar öncelik verilir. Satranç henüz bir spor konumunda değil, entelektüellerin buluşup, üzerinde fikir tartışmalarında bulundukları âdeta bir uğraştır. Satranç bilgisine erişimin basılı kaynaklarla sınırlı kalmadığı günümüzde dahi Chess Review yazarlarının çizdiği o ilginç çerçevenin etkisine rastlarsınız (American Chess Magazine).


Chess Review ve Chess Life, Amerikan satranç yayımcılığının en önemli iki dergisi. Ülkenin en meşhur satranç öğretmenlerinden Bruce Pandolfini, tarihi neredeyse bir asra yaklaşan serüvenin öyküsünü, iki cilt ve 1200 sayfayı aşan derlemesiyle SATRANÇSEVERLER ile buluşturuyor. Herhangi bir maddi kazanım veya sonuç beklentisi olmaksızın, yalnızca ve yalnızca verdiği keyiften mutluluk duyan okurları kastederek ifadeyi bu defa büyük harflerle yazmak istedim.


Bir derginin yayım hayatı, bir ülkenin tarihini şekillendirebilir. Bunu o dönemlerde yaşamış büyüklerimiz çok daha iyi takdir edebilirler. Ancak yakın zamanda yayınlanan Vezir Gambiti mini-dizisini izleyenler de raflara konmuş bir derginin, o dergide yayımlanan ilham veren bir oyunun, ilginç bir kapağın ya da hayatınızla kesişen bir öykünün satrançseverlerde yaratacağı heyecanı hissedeceklerdir. 


- The Best of Chess Life and Review, Vol. 1-2 (Bruce Pandolfini, Simon & Schuster, 1988)

  • 2013/1 Sokak No:2 Ege Apartmanı Daire:10 Bostanlı - İzmir / TÜRKİYE
  • +90 536 357 31 56
  • info@analizsatranc.com

PlatinMarket® E-Ticaret Sistemi İle Hazırlanmıştır.